Law Inequality - Film Önerisi | Madde 438
Farklı disiplinlerle, çalışmalarla birleşmeyen hukuk dinamikleri eksik kalır anlayışıyla, film önerisi serimize başlıyoruz!
Filmin Konusu
Gerçek bir hikayedir!
Naciye Tuna, istemediği halde kendisinden büyük bir adamla evlendirildiği adamdan dört çocuk sahibi olur. Kocasının kumarda kaybettiği paranın karşılığında kendisini teklif etmesi üzerine kocasının üzerine kaynar su döker ve hapis cezası alır. Onun hapiste geçirdiği sürede mahkeme çocuklarını babalarına vermiştir. Hapisten çıktıktan sonra çocuklarını yanına alan Naciye, dönemde boşanmış bir kadın olmanın tüm zorluğunu yaşayarak, çalışmak istediği ortamda ve toplumda birden fazla taciz ve tecavüz girişimine maruz kalır. Son olarak çalıştığı bir fabrikada arkadaşının tanıştırdığı Arif isimli kişi Naciye’yi metresi olarak görmek istediğini söyler. Naciye bunu reddetmesine rağmen Arif onun bir türlü peşini bırakmaz ve ısrarla takip eder. Bunun sonucunda Arif ve arkadaşları bir gece Naciye’nin evini basarak, ona tecavüz ederler. Naciye onlardan şikayetçi olur. O gece kendisine yardım için gelen Sabri ile aralarında yakınlaşma olur ve imam nikahıyla evlenirler. Arif ise Naciye’den intikam almaya çalışmaktadır. Bu sebeple bir gece Naciye evlerinde yemek yerken kapı çalınır ve polis fuhuş yaptıkları gerekçesiyle onları karakola götürür. Sonrasında hastaneye sevk edilen Naciye kendisini savunmaya çalışsa da başarılı olamaz ve dönemde “hayat kadını” olarak ifade edilen kadın olarak “vesika” verilir. Bundan sonraki yaşamında Naciye kendisinin hayat kadını olmadığını ispatlamak için hayatı mücadelelerle geçecektir.
Bu Filmi Size Neden Önerdik?
Dönemde Naciye’nin yaşadığı tecavüz olayı sonrası, (Mülga) 765 sayılı Türk Ceza Kanunu madde 438 “Irza geçmek ve kaçırmak fiilleri fuhşu kendine meslek edinen bir kadın hakkında irtikap olunmuş ise, ait olduğu maddelerde yazılı cezaların üçte ikisine kadarı indirilir” yasası gündeme gelmiştir. Burada dönemde verilen “vesika” ile kadınların resmi olarak fuhuşu meslek edindiklerine yönelik devlet tarafından verilen bir belgedir. İlgili yasa, kadının bunu almasıyla birlikte kendisine tecavüz veya taciz eden kişiye verilecek cezaların azaltılacağından bahsetmektedir. Burada Antalya İkinci Ağır Ceza Mahkemesi yasanın “kanun önünde eşitlik” başlıklı 10. maddesine, “Temel hak ve hürriyetlerin niteliği” başlıklı 12. maddesine, “Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı” başlıklı 17. maddesine ve “Kişi hürriyeti ve güvenliği” başlıklı 19. maddesine aykırı olduğunu belirterek iptalini isterken, Anayasa Mahkemesi gerekçesinde “iffetli” ve “iffetsiz” kadınların hukuk önünde aynı şekilde değerlendirilmeyeceğini ifade ederek, dönemde yasayı iptal etmemiştir. Ancak, gelen tepkiler üzerine yasa dört yıl sonra iptal edilmiştir.
Peki, Yargıçların Zihinlerinde Sıkışan Kadınların Hukuken Eşit Olması Mümkün müdür?
Yapılan araştırmalar yargıçların karar alma süreçlerinde birçok faktörden etkilendiğini gösteriyor. Bu nedenle, yargıçların neyi özgürlük, eşitlik, hak, dokunulmazlık olarak yorumladığı oldukça önemli olduğunu Naciye Tuna olayına istinaden yapılan iptal başvurusuna karşılık Anayasa Mahkemesi gerekçelerinde görüyoruz. Bu gerekçelerde kadınlar “iffetli” ve “iffetsiz” olarak ayrıma tabi tutulmuş ve bu “hukuk içerisinde eşitlik” olarak sunulmuştur.